ANESTDER TIP DERGİSİ

Gebelikte Akut Pyelonefrit: Retrospektif İnceleme

2024-07-12T17:17:17+03:00

Amaç: Gebelikte akut pyelonefrit geçiren vakaların retrospektif incelemesi ile hastaların kliniği ve komplikasyonları hakkında bilgi sahibi olunması amaçlandı.

Gereç ve Yöntemler: 2019- 2022 yılları arasında Kahramanmaraş Şütçü İmam Üniversitesi Tıp Fakültesi Kadın hastalıkları ve doğum bölümünde akut pyelonefrit tanısı almış ve yataklı tedavi verilmiş 30 gebe dosyası retrospektif olarak incelendi.

Bulgular: Ortalama gebelik haftası 25,6 olarak saptandı. Hastaların 27’si (%90) Seftiryakson 1 gr 2x1 ile, 3’ ü (%10) tedavi başarısızlığı nedeniyle Meropenem 2x1 ile tedavi edildi. Gebelerin ortalama ilk geliş CRP’leri 113,3 mg/dl idi. CRP’nin normale gelmesi 5,9 günde belirlendi. Düşmeye başlaması ise ortalama 1,7 günde gözlendi. 37 hf altında erken doğum 7 gebede (%23), pyelektazi 23 gebede (%76,6), grade 3 pyelektazi 9 gebede (%30), double j katater uygulaması 4 gebede (%13,3), tekrarlayan üriner sistem enfeksiyonu 12 gebede (%40), tekrar pyelnefrit 2 gebede (%6), respiratuar distres 8 gebede (%26,6), kan transfüzyonu 6 gebede (%30) belirlendi.

Sonuç: Gebelikte akut pyelonefrit yüksek komplikasyon oranlarına sahiptir. Bunun önlenmesinde gebelikte idrar taramalarına önem verilmelidir. Özellikle önceki idrar enfeksiyonu olan gebeler risk altındadır. Komplikasyonların önlenmesi için erken ve etkili tedavi önemlidir.

Menopozal Hastalarda İdrar Yolu Enfeksiyonu tanısı: Tam İdrar Tetkiki ile İdrar Kültürünün Kıyaslaması

2024-07-13T18:02:56+03:00

Amaç: Çalışmamızda menopoz hastalarında tam idrar tetkikindeki (TİT) enfeksiyon parametrelerinin idrar kültürde üremeyi gösterme öngörülerini değerlendirdik. Böylelikle sıklıkla yapılan tam idrar tetkikindeki parametrelerin tanı değerleri değerlendirecektir.

Materyal metod: 80 menopoz hastasının TİT ve idrar kültürleri retrospektif olarak incelendi. Lökosit, nitrit, eritrosit, protein ve glikoz değerlerinin üremeyi göstermede anlamlı fark olup olmadığı değerlendirildi. Ayrıca üremeyi göstermede sensitivite, spesifite, pozitif prediktğif değer (PPV) ve negatif prediktif değerleri (NPV) değerlendirildi.

Bulgular: Bu parametrelerden sadece lökosit ve nitritte anlamlı fark saptandı (p değeri sırasıyla 0.03 ve 0.02). Lökositin sensitvite, spesifte, PPV, NPV’i sırasıyla % 45, % 65, % 89.1, % 15.6 olarak belirlendi. Nitrit için sırasıyla % 2.7, % 87.7, % 76.7, % 18.4 olarak saptandı.

Sonuç: TİT’te sadece llökosit ve nitriti anlamlı olarak saptadık. Ancak bu ikisinin de tanı değeri düşük olarak saptandı. Bu nedenle birlikte varlıklarında enfeksiyon düşünülmesi gerektiğini tavsiye etmekteyiz.

Preeklamptik Gebelerin Plasentalarında İmmunhistokimya Metodu ile Vasküler Endotelyal Growth Faktör (VEGF) , Vasküler Endotelyal Growth Faktör Reseptör -1 (VEGFR-1), Nükleer Faktör Kappa B (NFkB) Düzeyleri

2024-07-10T11:35:05+03:00

Amaç: Bu çalışmadaki amacımız; preeklamptik ve normal gebeliklerin plasentalarında immünhistokimyasal olarak VEGF, VEFR-1 ve NFkB değerlerini karşılaştırmak ,bu faktörlerin preeklampsi ve birbirleri ile olan ilişkisini değerlendirmektir. Gereç ve Yöntem: Çalışmada , toplam 62 plasenta ; 32 preeklamptik , 30 normal gebe plasentası olmak üzere 2 gruba ayrılıp, incelenmiştir. VEGF, VEGFR-1 ve NFkB immünhistokimya metodu ile bu plasentalarda araştırılmıştır.
Bulgular: Preeklamptik hastaların plasentalarında üç antikorun boyanma şiddeti kontrol grubuna göre istatiksel olarak anlamlı yüksek bulunmuştur ( VEGF ; 1,97 ± 0,90 (38,00) versus 1,23 ± 0,57 (24,57) , p = 0,001 , VEGFR-1 ; 2,00 ± 0,62 (40,03) versus 1,30 ± 0,47 (22,40), p=0,0002, NFkB ; değerleri 2,38 ± 0,66 (42,66) versus 1,33 ± 0,55 (19,60), (p:0,0007).

Yaygınlık bakımından VEGFR-1 ve NFkB , PE grupta istatistiksel yönden anlamlı olarak yüksek saptanmıştır. VEGFR-1 ; 2,09 ± 0,59 (36,81 ) versus 1,67 ±0,48 (25,83) , p= 0,004. NFkB ; 1,66 ± 0,65 (35,61 ) versus 1,33 ± 0,55 (27,12 ), p= 0,038. Sadece VEGF yaygınlık skoru açısından istatiksel anlamlı bir farklılık bulunmamıştır (VEGF ; 2,06 ± 0,76 (33,66) versus 1,83 ± 0,65 (27,20 ) , p=0,270).

Sonuç: Preeklamptik hastaların plasentalarında üç antikorun boyanma şiddet ve yaygınlığı açısından ( VEGF boyanma yaygınlığı hariç) yüksek değerlerde olduğu tesbit edilmiştir. Oksidatif streste artan bu üç madde preeklampsi ile ilişkili bulunmuştur. Spesifik rollerini belirlemek , preeklampsi tanı ve tedavisinde yer almaları için daha fazla geniş serili çalışmalara ihtiyaç vardır.

Anormal Uterin Kanaması 350 Hastanın Retrospektif Değerlendirilmesi

2024-07-12T17:21:38+03:00

Anormal uterin kanama (AUK), kadınlarda yaygın görülen ve yaşam kalitesini olumsuz etkileyen bir durumdur. Bu çalışma, 2013-2023 yılları arasında 35-75 yaş arası 350 kadında AUK'nin prevalansı, etiyolojisi ve tedavi yaklaşımlarını incelemektedir. Literatür taraması ve klinik veriler, AUK'nin hormon dengesizlikleri, yapısal anomaliler, maligniteler ve koagulopati gibi çeşitli nedenlerden kaynaklandığını göstermektedir. Çalışmanın amacı, AUK'nin tanı ve tedavisinde güncel yaklaşımları ve bu yaklaşımların etkinliğini değerlendirmektir. Bulgular, AUK'nin erken teşhis ve uygun tedavi ile yönetilebileceğini ve bu durumun kadın sağlığı üzerindeki olumsuz etkilerinin azaltılabileceğini göstermektedir.

Antenal Takibi Olmayan, Doğumda Tanı Alan Ambiguous Genitalia’lı Olguya Yaklaşım

2024-07-12T17:25:45+03:00

Cinsiyet gelişim bozuklukları (CGB) (ambigious genitelia) özellikle birinci trimestırda cinsiyet gelişim basamaklarından birindeki aksaklık sonucu gelişen, kromozom yapısı, gonadlar ya da anatomik yapının birbiriyle uyumsuz olduğu durumlar olarak tanımlanmaktadır. Yaklaşık 4500 doğumda 1 görülen CGB’leri en az 50 farklı

konjenital ürogenital farklılaşma anomalisi ile karakterizedir ¹. Doğumda cinsiyet karışıklığına dört ana grup hastalık neden olur. Dişi /erkek psödohermafroditizm, gerçek psödohermafroditizm ve gonadal disgenezis^{2, 3}. CGB şüphesi olan yenidoğanın öncelikle yaşamı tehdit eden bir durumun olup olmadığı değerlendirilip sonrasında, karyotip analizi, ilişkili hormon düzeyleri ve altta yatan etiyoloji belirlenmelidir.